Sevil Deniz'le Devr-i Alem

DÜNYA'NIN SEÇKİN RESTORANLARI Venedik Quadri ( Piazza San Marco 121 ) Sicilyalı bir aile işletmesi olan Quadri, San Marco Meydanın'da iki tarihi kafenin yenilenerek hizmete girmesiyle gurmelere hizmet veriyor. Venedik'de tek Michelin yıldızlı iki restorandan birisi. Ortam şık ve etkileyici. Klasik tarzdaki dekorasyonu antikalar ve resimlerle süslenmiş. İtalyan lezzetlerinin sıra dışı lezzetlerini keşfedebileceğiniz seçkin bir restoran. Menünün dışında degüstasyon menüleri de bulunuyor. Restoranın girişinde bir de ürünlerini sergilediği bir satış bölümü bulunmakta... Londra Les Trois Garcons ( 1 Club Row, Shoreditch ) Les Trois Garsons, modern ve klasik tarzın birbiriyle kaynaştırıldığı, antikalar, doldurulmuş hayvanlar ve şık avizeleriyle gerçekten de etkileyici bir dekorasyona sahip. Objeler benim için çok etkileyici. Şef Michael Chan, Fransız Mutfağı'nın eşsiz lezzetlerini etkileyici bir sunumla yansıtıyor. Dünya çapında bir popüleritesi olan Les Trois Garcons'

AFRİKA LODGE'LARI Güney Afrika ülkesi, Afrika kıtasının en uç noktasında bulunan çağdaş, gelişmiş, ekonomik açıdan zengin bir ülke.  Johannesburg, Pretoria, Cape Town, Kimberley, Durban ve Bloem Fontein önemli şehirleri arasında.  Uçsuz bucaksız Afrika'da beş büyük denilen canlıları görmek için, kamplarda kalarak safarilere çıkabilirsiniz. En güzel gün doğumu ve en güzel gün batımlarını izlemek için hazır olun! Gerçekten de çok sıra dışı görüntülere şahit olacaksınız. Singita Sabi Sand Afrika'da bakir doğanın içinde ultralüks çizgide hazırlanmış Singita, üç ayrı tesise sahip. Boulders adındaki tesis, şık ve tasarım tarzında hizmet vermekte. Eğer kimsenin sizi rahatsız etmesini istemiyoranız, Castleton'u tercih etmelisiniz.  Benim tarzım Vintage derseniz, 2011 'de yenilenen Ebony sizin için uygun olacaktır. Vahşi hayatın içinde şömineniz, açık hava duşunuz ve her istediğiniz şey elinizin altında. Çift kişilik odalar 2500 Usd'den başlıyor

DÜNYANIN SEÇKİN OTELLERİ BHUTAN UMA PARO Himalaya dağlarının arasında 29 odası, sade mimarisi, huzur ve sükunetin adresi olan keyifli bir otel. Eğer inzivaya çekilmek istiyorsanız , Uma Paro tam size göre. Yoga ve meditasyon ve masaj terapileri ile tam bir kaçış adresi. Bhutan’ın en seçkin ve keyifli bölgelerinden birinde olan Uma Paro, bahçesindeki ananas ağaçları ile sizleri adeta büyüleyecek! BALI AMANDARI Bali Adası’nın Ubud bölgesinde ormanın içine saklanmış, spiritüel yolculuklara çıkacağınız sıra dışı otellerden. Aman oteller zincirinin bir halkası olan Amandari, mimarisi, dekorasyonu, eşsiz manzarası ile gelenekselliği bozmadan kişiye özel hizmetler veriyor. Ormanın içinde adeta gizli bir cennet Bali Amandari. Terasında masaj terapileri ile kendinizi şımartabilir, sessizliğin içinde adeta kaybolabilirsiniz. COTE D’AZUR CHATEAU DE LA CHEVRE D’OR Nice’in en sevdiğim kasabalarından biri olan Eze’de bulunan Chateau De La Chevre D’or, Akdeniz’in eşsiz manzarasını doya doya

LONDRA Londra, müzeleri, sarayları, her zaman yağan yağmuru, Buckingam Sarayı, dünyaca ünlü iki katlı kırmızı otobüsleri, telefon kulübeleri, ölümsüz Lady Diana’sı ile asil bir şehir. Dünyanın en eski kentlerinden biri olan Londra, 2000 yıl önce Romalılar tarafından kurulmuş. Kasvetli havası ve her zaman yağan yağmuru biraz beni bu şehirden soğutuyor. Ama baharda gerçekten de keyifli… Her sene Dünyanın en büyük Turizm fuarlarından birinin Londra’da yapılması nedeniyle sık ziyaret ettiğim şehirlerden. Eskiden çok daha kaliteli ve sokaklarında asaletin hakim olduğu bu şehir de zamanla değişime uğruyor. Londra’da müzeler o kadar çok ki nereden başlayacağınızı şaşırıyorsunuz. British Museum ve Madamme Tussauds müzeleri benim favorilerimden. Atatürk’ün balmumun'dan yapılmış heykelini seneler önce gördüğümde inanılmaz mutlu olmuştum. Şehrin her köşesine serpiştirilmiş muhteşem müzeler ise soluksuz geziliyor. British Museum ise insanlık kültür ve tarihini 7 milyondan fazla eserle göz

BİR MASAL ŞEHRİ VİYANA Viyana; süslü sarayları, ünlü sanatçısı Mozart’ı,şık faytonları, ününü dünyaya kanıtlamış şinitseli, parkları, mimarisi ve kültürel etkinlikleriyle Avrupa'nın en güzel şehirlerindendir. Habsburg Hanedanlığının başkentliğini yapmış olan bu şehir, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 2 kere kuşatılmasına rağmen fethedilememiş. Fakat her köşe başında rastlayacağınız Türk nüfusun çoğunluğu bunu doğrulamıyor. Nüfusu iki milyon olan bu şehir, kültür ve sanatın merkezi. Dört mevsim sanatın varolduğu bu şehirde düzenlenen klasik müzik festivalleri ile, dünyanın dört bir köşesinden gelen sanatseverler burada buluşuyor. Viyana' da Görülmesi Gereken Yerler Belvedere Müzesi Barok Mimarisi'nin en güzel örneklerinden biri olan bu eser, görülmeye değer. Aziz Stephan Katedrali Yapılması yıllarca süren katedral, 1365 yılında tamamlanmış fakat II. Dünya Savaşı sırasında hasar görmüş. Gotik Mimari'nin etkisinde olan bu katedralin içi kadar dışı da insanı büyülemekted

  KOLN ( COLOGNE ) Tarihi Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan sessiz şehir! Köln, yemyeşil parkları, müzeleri, Roma İmparatorluğuna kadar uzanan tarihi, katedralleri, festivalleri, gözde fuar merkezleri ile binlerce kişiyi ağırlamakta. II. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın çok hasar görmüş bölgelerinden birisi olmasına rağmen, savaşın izlerini hızla yoketmiş.  Ren Nehri'nin etrafında kurulan bu şehir, kilometrelerce uzunluktaki parklarıyla İlkbahar ve Sonbahar' da bir başka güzel. Gotik Mimarisi'nin etkilerini yansıtan muhteşem Dom Katedrali ise, tam bir şaheser.  Her gün 20.000 kişiye yakın ziyaretçisi olan bu görkemli katedral, II. Dünya Savaşı'nda hasar görmüş ve tekrar onarılmış.  Her sene Christmas öncesi kurulan pazar katedralin önünde kurulur ve ışıklandırması ile sizlere muhteşem bir görüntü sunar. Köln'de her yıl Kasım ayında düzenlenen Karnaval ise, kaçırılmamalı. Sokaklarda şenliklerin sabaha kadar sürdüğü, biraların

AŞIKLAR ŞEHRİ PRAG Dünya'nın en çekici destinasyonlarından biri olan bu şehirde , tarihi eserlerin yanı sıra görülecek o kadar çok şey var ki... 13. yüzyıldan kalma tarihi eserleri, görkemli binaları, rengarenk evleri, kuklaları, kristal süs eşyaları, sanatsever halkı, tramvayları bunlardan sadece birkaçı... UNESCO'nun Dünya Mirasları listesinde yer alan Prag, II. Dünya Savaşı'ndan da hasar almadan kurtulmuş .  Prag'ın bir çok ismi bulunuyor. ''Altın Şehir'', ''Masal Şehir'' ise bunlardan sadece ikisi... Vltava Nehri üzerinde olan bu şehir, tam bir aşk şehri...  Charles Köprüsü ise bu şehirde aşıkların buluşma noktası. 515 metre uzunluğundaki bu köprü üzerinde birbirinden güzel heykelleri barındırmakta. Bu köprünün yapımı 50 yılda tamamlanmış.  Şehrin simgelerinden olan kuğuları köprü'nün üzerinden beslemek ise ayrı bir keyif... Pariska Caddesi , şık butiklerin toplandığı, cafe ve restoranların birbiri

LALELER ŞEHRİ AMSTERDAM Kanalları, yeldeğirmenleri, sınırsız gece hayatı, laleleri, müzeleri, kolmpınları, bisikletleri, peynirleri ile ünlü ressam Van Gogh'un şehri Amsterdam… Dünya'nın en çok turist çeken şehirlerinden biri olan Amsterdam, deniz seviyesinin altında olduğu için gelecekte sular altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Zaman kaybetmeden görmek lazım. Kanallardan dolayı Kuzey'in Venedik'i de deniliyor bu sevimli şehre. Şehirde yaşam alanı sıkıntısı yaşanması nedeniyle, Amsterdamlılar, kanallar üzerinde tekneleri ev haline getirmişler. Bu evlerin küçük olduğunu sakın düşünmeyin! Hayranlık duyacağınız güzellikte tekneler söz konusu. 16. ve 17. yüzyılda Hollandalılar, Amerika'ya, Asya'ya ve Güney Afrika'ya hükmetmişler. Amsterdam bu zamanlardan itibaren ana liman kenti olarak zenginleşerek günümüzün de önemli bir limanı olma özelliğini taşımaktadır. Dam Meydanı, şehrin ana meydanı. Kraliyet Sarayı'na da ev sahipliği