Dr. Özgür Şamilgil ile Sağlıklı Yaşam Üzerine Sohbetimiz
SEVİL DENİZ İLE DEVR-İ ALEM
İç Hastalıkları (Dahiliye) / Check Up ve Sağlıklı
Yaşam Uzm. Dr. Özgür ŞAMİLGİL ile sağlıklı yaşam üzerine hepimiz için röportaj
gerçekleştirdim… Sonuna kadar okumanızı öneririm.
Son günlerde genç yaşlarda kalp krizi ile
kaybettiğimiz insanlar oldukça fazla… İnsülin direnci benim de içinde
bulunduğum bir sağlık sorunu… Ben de aklımıza
takılan soruları sizler için,
Özgür
Bey aerobik egzersizleri vücudumuz için zararlı olabilir mi?
Bu nasıl ve ne süreyle yaptığımıza bağlı!
Aerobik egzersiz rahat nefes alıp verebildiğimiz
yani bol oksijen tükettiğimiz hafif tempolu koşu benzeri egzersizlerdir.
Anaerobik egzersizler ise nefesimizi neredeyse tutmak zorunda kalabileceğimiz
kadar hızlı tempoda yani oksijenin yakıt olarak kullanılmadığı çok hızlı ama
kısa süreli depar denilen koşu benzeri egzersizlerdir..
Çağımızın salgını Şişmanlık ve İnsülin Direnci
(yani şekeri dengede tutmak için fazla insülin salgılanması) diyabet,
kalp-damar hastalıkları, kanser, kronik iltihabi hastalıklar başta olmak üzere
birçok problemin gelişmesine neden oluyor.
Çözüm elbette öncelikle doğru beslenme ile
başlıyor ve egzersizle elele gidiyor.
Yanlış yapılan egzersiz ise fayda değil zarar
verebiliyor.
Son yıllarda bu konudaki
araştırmalar önceki öngörülerimizi bilgilerimizi yeniden gözden
geçirmemize neden olacak kadar önemli veriler sağladılar. Neredeyse doğru
sandığımız bilgileri tepetaklak etti.
Özgür
Bey sizce yürüyüş mü, koşu mu yapılmalı?
Aerobik (kardiyo) egzersiz yani koşu dediğiniz
duyar gibiyim!
Amerikan Kalp Derneği'nin 4-Nisan-2013'de
bildirdiği çok yeni 6 yıl süren bir çalışma var. 18-80 yaş arası çoğunluğu 40’lı
50’li yaşlarda orta düzeyde tempoda yürüyüş yapanlar ile hızlı tempoda koşanlar,
kat edilen mesafe değil sarf edilen enerji eşitlenerek karşılaştırılmış :
Yeni hipertansiyon gelişimi riski koşanlarda
%4,2 yürüyüş yapanlarda %7,2 azalmış.
Yüksek kolesterol gelişimi riski koşanlarda %4,3
yürüyüş yapanlarda %7 azalmış.
Koroner kalp hastalığı gelişimi koşanlarda %4,5
yürüyüş yapanlarda %9,3 azalmış.
Yeni diyabet gelişimi koşanlarda %12,1 yürüyüş
yapanlarda benzer %12,3 azalmış..
Üstelik Koşanların koşudan vazgeçme oranları
yürüyüş yapanların iki katı bulunmuş.
Sık sık ve uzun süreli özellikle aerobik
egzersiz yapanlar etrafınızda arttıkça, gıpta etmek ve suçluluk duymak zorunda
kalıyorsanız kendinizi üzmeyin. Çünkü doğru yapılsa da bu tür 45 dk'dan çok
daha uzun süreli aerobik egzersizler çok muhtemelen faydadan çok zarar
verebiliyor. Yani azı karar çoğu zarar.
Bunun yerine aşağıda bahsedeceğim şekilde daha
kısa süreli 10-20 dk'lık haftada 2-3 gün yapılan başka bir tür egzersiz çok
daha fayda sağlayabiliyor.
Kaslarımız yavaş, hızlı ve çok hızlı olmak üzere,
üç ayrı tip liflerden oluşuyor ve sadece bir cinsi hayati öneme haiz, güç,
sağlık ve uzun yaşam (zindelik) sağlayan Büyüme Hormonu'nu salgılatıyor.
Birçok atlet, özellikle maraton veya uzun yol
bisikletçileri, sadece yavaş kas liflerini kullandıklarından çok hızlı kas
liflerinin azalmasına hatta yok olmasına neden oluyor.
Kardiyo ve dayanıklılık artırıcı egzersizler,
yoğun kılcal kan damarı, hücre içi enerji fırınları (mitokondri) ve sonuçta bol
oksijen içeren kırmızı yavaş kas liflerini kullanıyor.
Yine kırmızı hızlı kas lifleri de çabuk
oksijenlenmekle beraber yavaş olanlardan 5 kat hızlı kasılıyorlar. Güç
arttırıcı egzersizler veya Pliometrik denilen patlama hareketleri yaparak kas
gücünü (kuvvet/zaman) arttırmayı hedef alan (zıplama gibi) egzersizler bu hızlı
kas liflerini geliştirir.
Çok Hızlı Kas Lifleri ise beyaz kas lifleridir.
Daha az kan ve hücre içi enerji fırınları (mitokondri) içerirler. Anaerobik
kısa patlayıcı (depar, çok hızlı kısa koşu gibi) egzersizlerde kullanılır.
Bunlar yavaş liflerden 10 kat daha hızlı kasıldıklarından anahtar roldeki
büyüme hormonunu salgılatırlar.
Bu hormon çocukluk çağında büyüme ve gelişmeyi
sağlarken 30’lu yaşlarda çok belirgin olarak düşer ve dolayısıyla yaşlanma kas
ve kemik kaybı başlar. Bu hormonu ne kadar uzun süre ve ne kadar yüksek
seviyede tutarsanız o kadar genç, güçlü, sağlıklı ve uzun ömürlü olacağınız
öngörülüyor.
Doğal yaşam da çocukların ve birçok hayvanın
maraton koşmak ya da ağırlık taşımak gibi bir şey yaptığını görmüyoruz tersine
çok kısa süreli çok hızlı koşmak ve dinlenme şeklinde bir döngü görüyoruz ki
doğal olanı bu ve büyüme hormonunun en yüksek derecede üretimini sağlıyor.
Üstelik sabit hızda düz koşunun sağlayamadığı elastikiyeti yani her türlü
fiziki şarta uyumu arttırıyor.
Çok
fazla aerobik kardiyo egzersiz kalbinize zarar verebilir!
Son
derece dinç 25 Maratoncu, Boston maratonu sonrası incelendiğinde normal
bireylerden 10 kat daha fazla yağ yaktıkları saptandı. Çok etkileyici ama?
2010'da Kanada kardiyovasküler Kongresi'nden bir
çalışmada Maraton esnasında kalp krizi riskinin 7 kat arttığı ve vücuda fazla
yüklenmeden oluşan iltihabi sürecin yarışmadan sonra da uzun süre devam ettiği
tespit edilmiş.
En az 100 Maraton tamamlamış kişilerden oluşan
bir kulübün, yaşlanmış ama aktif sporcuları incelenmiş, sonuçlar dikkat çekici:
Yarısında kalp kaslarında kalp krizi geçirenlerdekine benzer doku bozukluğu,
hasar var ve en fazla hasar da en uzun süre, en ağır spor yapmış olan erkek bir
sporcuda saptanmış ki bu durumun ani ölüme neden olabilen kalp ritm bozukluğu
ve kalp yetersizliğine neden olabileceği biliniyor (Journal of Applied
Physiology)
Benzer bir çalışma sıçanlar üzerinde yapılmış:
10 yıl yoğun Maraton koşanları model alan bu egzersiz çalışmasında başta
sağlıklı kalpleri olan sıçanların sonuçta maratonculardaki gibi, kalplerinde
yaygın hasar ve yapısal bozukluk geliştiği gözlenmiş. (Amerikan dergisi
Circulation 2011)
Başka bir Maraton yarışı sonrası yapılan
çalışmada kalbin sağ tarafında kasılma kusuru, kanda kalp krizindekine benzer
enzim yüksekliği ve takiben bu sporcuların 1 hafta sonra %12'sinde kalp kasında
ölçülebilir miktarda hasar dokusu geliştiği saptanmış. (European heart journal
06/12/2011).
Elbette bu çalışmalar çoğalmadan kesin yargıya
varmak doğru olmasa da aşırı egzersizin vücuda aşırı zarar verebileceğini
akılda tutmak doğru olacaktır.
Aerobik
egzersiz ne zaman ve neden faydalı veya zararlı?
Tabii ki vazgeçmeyelim!
Aerobik veya kardiyo (hedeh kalp hızının -220'den yaşınızı çıkarın-
%65'ine kadar sabit hızda hafif-orta tempolu koşu, yüzme, bisiklet benzeri)
egzersiz sırasında, kalp atışı yükselir, kandaki oksijen artar, morfin benzeri
doğal ağrıkesici maddelerin üretimi artar. Kalbin zaman içerisinde
performansını, dayanıklılığını arttırır, bağışıklık sistemini güçlendirir. Ama
bir yere kadar! Süre uzadıkça (1-3 saatten fazlası) fayda değil şu şekilde
zarar verir:
Doku yıkımı başlar. Hücre içi enerji fırınları
(mitokondri) hasarlanır.
Stres arttığından Kortizol salınımı artar, hem
doku yıkımı hem de kronik hastalıklara zemin yaratır.
Kas liflerinde mikroskopik yırtıklar oluşur ve
iyileşmeye fırsat bulamaz, üstelik sakatlanma riskini arttırır.
Kas ve kemik erimesine neden olur. Kullanılmayan
hızlı ve çok hızlı kas lifleri ki en çok şeker depolama yeteneği olanlar
kaybolur, sonuç itibariyle insülin hassasiyeti azalır insülin direnci gelişir,
yağ yakmak güçleşir ve yaşlanma hızlanabilir!
Oksidasyon(paslanma) 20 kata yakın arttığı
için, vücudun kendi ürettiği ve gıdalarla alınan antioksidanları hızla
tükenir, bağışıklık sistemi zayıflar, yaşlanma hızlanır, kronik iltihaplanma
süreci başlar.
Özellikle öğleden sonra veya akşam yapılıyorsa
bitkinliğe, uyuklamaya neden olur.
Hele hele nasılsa iyi spor yaptım deyip
karbonhidrat (şeker) ağırlıklı kötü beslenirseniz spora bağlı oluşmuş vücuttaki
hasarın düzeltilmesi zorlaştığı gibi iltihabi süreç (enflamasyon) hızlanır doku
yıkımı artar!
Anaerobik
kısa patlayıcı (şiddetli fasılalı) egzersiz nasıl yapılır?
Öncelikle Kalp hastalığı geçmişi veya herhangi bir
sağlık sorunu olanlar, hekimlerine danışmadan bu egzersize
başlamamalıdır.
Bu egzersiz, oksijensiz metabolizmayı devreye
soktuğundan kasların şeker (glikojen) depolarının zamanla artmasını sağlayarak
insülin hassasiyetini çok arttırır (insülin direncini çok azaltır.) Üstelik
egzersiz sonrası 24-48 saat yağ yakılması devam eder ve büyüme hormonu
salgılatır. Vücut yağ oranı en düşük sporcuların 100 metre koşucuları ve
basketbolcuların olması bundandır.
Kabaca 3 dakikalık bir ısınma dönemini takiben
30 sn kadar çok çok hızlı 90 sn çok yavaş tempoda ve 8 tekrardan oluşur
tabii 3 dakikalık soğuma ile sonlandırılır. Aslında toplam çok hızlı
egzersiz 4 dakikalık bir süreçtir. Tamamı ise 20 dakikayı geçmez. Kondisyon
bisikleti, (kol ve bacakları birlikte çalıştıran) eliptik alet veya koşu bandı
ile yapılabilir. Aslında hem aerobik hem de anaerobik egzersizin bileşimidir!
Belli bir sürat hedefi yoktur, ( yine de ideal
olanı hedef kalp hızına -220'den yaşınızı çıkarın- ve hatta üzerine
çıkılmasıdır) kondisyonunuza bağlıdır ve süre de kişiden kişiye değişir
fakat hangi tür egzersiz olursa olsun ortalama 30 sn (20-40 sn) sonunda şu
bulgular oluşmalıdır :
Oksijen eksikliğinden kısmen nefes alma ve
konuşma zorluğu gelişir.
Bolca terlemeye başlarsınız ki bu genelde (aşırı
terleyen veya guatr hastası değilseniz) ikinci veya üçüncü tekrarda
gelişir.
Vücut ısınız artar.
Laktik asit birikimine bağlı kaslarda yanma
hissi gelişir.
Haftada 2-3 defa yapılması uygundur fazlası
vücudun toparlanmasına zaman bırakmayacağından zararlı olur.
Kondisyon ve kilonuz ideal değilse başlarda çok
hızlı tempoda ve 2-3 tekrardan fazlasını yapamayabilirsiniz ama zamanla hedefe
ulaşırsınız.
Düzenli
yapıldığında ise şu faydaları olur:
Bir çok egzersizde kullanılmayan çok hızlı beyaz
kas liflerini kullandığınızdan gençlik hormonu addedilen Büyüme Hormonu
salgınızı %771'e kadar arttırmanız mümkündür.
Kaslardaki şeker depoları (glikojen) birdenbire
boşaldığından hızla yağ yakılır ve vücut yağ oranı önemli oranda azalır. Kas
kitlesi arttığından şeker depolarının kapasitesi artar insülin hassasiyeti
arttığından insülin direnci kaybolur. Egzersizden 24-48 saat sonra bile yağ
yakılması devam eder.
Kas sıkılığı dramatik artar çünkü kas
hücrelerinde gelişen genetik aktivasyon ile yapısal ve fonksiyonel değişim
gerçekleşir.
Cilt gerginleşir kırışıklıkları azalır.
Enerji ve cinsel arzu artar.
Atletik hız ve performans artar.
Zindelik düzeyine ulaşmanız hızlanır.
Büyüme
hormonunun en yüksek düzeyde salgılanabilmesi için ayrıca şunlara dikkat
edilmelidir:
Egzersizden önce ağır yağlı yemek
yenmemelidir.
Egzersizden sonraki en az iki saat şekerli gıda
içecek (karbonhidrat) kesinlikle tüketilmemelidir, yoksa büyüme hormonu
salgılanması, yağ yakılması azalır.
Yarım saat kadar sonra protein ağırlıklı gıda
tüketilebilir.
Bol su içilmeli, düzenli uykuya önem verilmeli,
D vitamini düzeyi normalde tutulmalıdır.
Japon Dr. Izumi Tabata'nın yaptığı benzeri bir
araştırmada 20 sn çok hızlı 10 sn yavaş toplam 8 tekrardan oluşan 4 dakikalık
haftada 4 defa yapılan şiddetli anaerobik egzersizin 6 haftada anaerobik kapasiteyi
ve kondisyon göstergesi VO2 max denilen vücudun oksijeni kullanılacağı
noktalara taşıyabilme ve kullanabilme kapasitesini (veya vücudun tüketebileceği
maksimum oksijen hacmini) %28, aerobik kapasiteyi de %15 arttırabildiği, aynı
çalışmada 1 saatlik ve haftada 5 gün sabit hızla bisikletle yapılan aerobik
egzersizlerin VO2 max'ı ancak %10 artırabildiği saptanmıştır.
İngiltere'den Dr Michael Mosley'nin bildirdiği,
her hafta sadece 3 dakika yapılan şiddetli anerobik egzersiz çalışmasında 4
hafta sonra insülin duyarlılığında % 24 düzelme olduğu tespit edilmiştir.
Elbette yapılacak yegâne egzersiz bu olmamalı,
Aerobik egzersiz, Ağırlık kaldırma, Pilates ve Yoga, Esneme ve elastikiyet
egzersizleri ile çeşitlilik, uyum ve dayanıklılık sağlanmalıdır.
Dr. Özgür Şamilgil’e paylaşmış olduğu değerli
bilgiler için teşekkür ederiz.
Sevil Deniz
Yorumlar
Yorum Gönder